Sessiz istilaya açılıp Türksüzleştirme sürecine sokulan Türkiye’de şimdilerde yeni bir proje uygulamaya koyuldu. Ben “proje” diyorum ama Meclis’ten ‘kanun’ olarak geçti. Siz “proje” olduğunu bilin yine de…
Ne projesi mi?
Türkiye Türksüzleştirmeye çalışanların Türk milletini mülksüzleştirme projesi!
Evet, Meclis’ten geçen Kentsel Dönüşüm Yasası’ndaki meşhur rezerv alan hadisesinden bahsediyorum…
Yasanın (siz proje diye okuyun) son değişiklikten önceki halinde rezerv yapı alanı, “yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere belirlenen alanlar” olarak tanımlanıyor ve üzerinde yerleşim yeri bulunmaması koşulu bulunuyordu.
Yeni düzenlemeyle bu şart kaldırıldı.
Yapılan “güncelleme” ile üzerinde mülk bulunan değerli arsa ve araziler alt-orta gelir gruplarının elinden alınıp buralara inşa edilecek projelerin üst gelir gruplarına ve zengin yabancıların yerleşmesine imkân sağlanacak.
Üst gelir gruplarına ve zengin yabancılara şehir merkezlerinde bildiğiniz alan açılacak. O alanlarda oturanlar ise, yerlerinden edilecek ve deprem riski karşısında bile sınıfsal ayrımcılık oluşacak.
Böylece Türksüzleşmeyen tek alan toprağın altı olacak!
Sığınmacılar için, “Gerekirse zorla gönderilirler” diyenlere olmadık ithamlarda bulunanlar rezerv alan düzenlemesi ile gerekirse kolluk marifetiyle yurttaşların mülklerine el koydurabilecek!
Bu yasa, kelimenin tam anlamıyla mülk hakkının gasp edilmesi demek!
Yine bu düzenlemede anayasa ile teminat altına alınan mülkiyet hakkının gaspı karşısında hak aramanın yolları daraltılmak şöyle dursun adeta kapatılıyor…
Bu proje hakkında muhalefetin ortalığı inletmesi gerekirken ilginçtir sadece Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ konuyu gündemde tutmaya çalışıyor.
Özdağ, sosyal medya hesabından rezerv alan gerçeklerini geniş şekilde anlattığı paylaşımlarında ısrarla söz konusu düzenlemenin arkasındaki niyetin Türk halkının mülksüzleştirilmesi olduğunu vurguluyor.
Aslında Özdağ’ın uyarılarını doğrulayan bir gelişme de oldu ama kamuoyunun dikkatini çekmedi.
O gelişme; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın bakanlık makamına gönderdiği 14 Kasım tarihli kararla, 6 Şubat depremlerinden en çok etkilenen kent olan Hatay’ın Antakya ve Defne ilçelerinde 207 hektarlık bölgeyi içeren sekiz mahallenin rezerv yapı alanı ilan ettiğini duyurmasıydı.
Bunu öğrenir öğrenmez Antakya ve Defne’den bazı STK temsilcilerine ulaştım. Söz konusu sekiz mahallenin önemini sordum.
Aktarılana göre, rezerv alan ilan edilen mahalleler iki ilçenin de kalbinde bulunuyor.
Aynı zamanda bu mahalleler Suriyelilerin Hatay’da en az olduğu, istilanın yerleşemediği kesimler.
Şimdi ise bakanlık kararıyla Antakya ve Defne’de 50 bin kişi mülksüzleşme riskiyle karşı karşıya gelecek.
Düşünün!
Türkiye’de ilk kez bir yerleşim yeri rezerv alan bölge ilan ediliyor ve ilan edilen o bölgeler Suriyelilerin adeta kurtarılmış bölge ilan etmek üzere olduğu Hatay’ın iki ilçesinde kurtaramadıkları bölgelerden oluşuyor…
Rezerv alan düzenlemesinin Türk halkını mülksüzleştirmeye yol açacağına, işin içindeki Ali Cengiz oyununa ikna olmayanlar varsa onlara şu bilgiyi de verelim; riskli alanlarda ya da riskli yapılarda ikamet edenlerin nakledileceği söylenen rezerv alanlarda yapılacak konut ve iş yerleri, riskli alanlarda veya riskli yapılarda ikamet etmeyen kişilere de satılabilecek!
Hala ikna olmayan var mı?
Varsa o zaman gelsin, riskli alan ya da yapıda oturmayanlara rezerv alandaki insanların mülklerinin yerine yapılacak konutlar neden satılabilecek, bize açıklasın!
İşin özeti şu; İsrail’in Gazze’de bombalarla yaptığı yerleşim yeri boşaltma, Türkiye’de rezerv alan düzenlemesi ile yapılmak isteniyor…
Öyle ki; aldığım bilgiye göre bazı şehirlerimizde rezerv alan adayı bölgeler Arap zenginler ve Arap müteahhitlerin beğenisine sunulmaya başlanmış bile…
Öyleyse…
Ey Türk halkı! Birinci vazifen rezerv alan yasasının iptali için yasal itirazları yapmaktır!
Mülkiyet hakkını elinden alan bu yasa, sessiz istila ile Türksüzleştirilmeye çalışılan Türkiye’nin mülkiyetini başta Araplar olmak üzere yabancılara devretmeye yarayacak!
Rezerv alan yasası; Suriyeli ve Afgan istilası ile Türkiye’yi Türksüzleştirme projesinin Türk halkını mülksüzleştirme bölümüdür!
“Yeni toplumun” iskânıdır!
NOKTA!